GRAND PLACE’DAKİ BİNALARIN İLGİNÇ HİKAYESİ

Hiç her yıl Aralık ayında süslenen, aydınlatılan Grand Place meydanına başka gözlerle baktınız mı? Hiç her 2 yılda bir ağustos ayında yapılan çiçek Halı’ya ev sahipliği yapan Grand Place’daki binaları incelediniz mi?

Brüksel’de bulunan Grand Place Avrupa’nın en güzel meydanları arasında yerini alıyor. Bu meydan farklı mimarı tarzların birleşimiyle harmanlanmış ve oluşturulmuş ve geçmişi çok eskilere dayanıyor.

10. yy.’da, hala Senn/Zenne ırmağı su yolu olarak kullanılıyorken, Lower Lorraine dükü, Saint Gery adasına ( evet yanlış okumuyorsunuz, bir zamanlar orası bir adaymış) kale yaptırmış. 13.yy’a gelinene kadar, Saint Gery etrafında açık pazarlar kurulmuş. 13.yy’da Grand Place’ın etrafında 3 adet kapalı pazar kurulmuş: et, ekmek ve kıyafet pazarları. 14.yy.’a gelindiği zamanlarda tüccarların ve esnafın, soylulara kıyasla önemi giderek artmaya başlamış. Grand Place’da bulunan belediye binası 1400-1455 yılları arasında inşa edilmiş. Belki dikkatinizi çekmiştir, bu binanın üstünde Mikail (Mikail, İslam ve diğer dinlerde de adı geçen, doğa olaylarının düzenlenmesi için görevlendirilen, 4 ana melekten bir tanesi)’in iblis ile savaşırken ki heykeli bulunmakta. O zamanlarda, binalara numara verilmiyormuş, isim veriliyormuş. Grand Place meydanında, binalar ya heykelleri ya da isimleri ile adlandırılıyormuş. Belediye binasının simgelediği güce karşı ise, 1504-1536 yılları arasında, belediye binasının tam karşısına, Brabant Dukü tarafından, dük gücünün simgesi olarak büyük bir bina inşa ettirilmiş. Hepimizin bildiği “Kralın evi” binası bu sırada inşa edilmiş – oysa kral hiç bir zaman bu evde yaşamamış. Daha sonraki zamanlarda esnaf loncaları hem ekonomik hem de politik anlamda çok güçlenip, yönetimde söz sahibi olmaya başlamışlar. Aynı Dük gibi, onlarda Grand Place etrafına, loncalarının önemini göstermek için evler inşa ettirmişler. Peki şu anda gördüğünüz binalar sizce ta o zamandan mı kalma? Maalesef inşa edilen binaların çoğu, 1695 yılında Fransız bombardımanı sonucu yıkılmış. Bunu fırsat bilen vali Maximillian, bombardımandan önce bir ortacağ şehri olan Brüksel’i tekrar inşaa ederken yep yeni bir şekilde inşa etmek istemiş. Amacı Brüksel’i barok stilinde inşa etmekmiş. Bir diğer yandan Brüksel’de oturanlar ve esnaflar, Brüksel’i eskisi gibi korumak istemişler. Devletin savaş sonrasında ekonomik anlamda zorlanmasından dolayı, valinin önerisi kabul edilmemiş ve Brüksel’in bombardımandan önceki halini almasına karar verilmiş. özellikle Grand Place ve etrafındaki binaların inşası çok dikkatlice takip edilmiş ve belirlenen kurallara uymayan inşaatlar yıkılmış. Brüksel bombardımandan 5 yıl sonra tekrar inşaa edilmiş ve bugünkü halini almış.

Meydandaki binalara dikkatlice baktıysanız farkedersiniz, çoğunun üzerinde heykel bulunmaktadır. Bu heykeller ait oldukları loncaları simgelemekteydi, esnaflar loncaları burada buluşup ürünleri ile ilgili yeni regülasyon ve kuralları konuşurlardı. Peki Grand Place etrafındaki gördüğünüz binalar öncesinde hangi loncanın binalarıydı? Meydana çıktığınız zaman göreceğiniz evler bir zamanlar: tuhafiyecilerin, denizcilerin, okçuların, marangozların, dericilerin, biracıların, kasapların loncalarıydı..

Sanırım Grand Place’a bir sonraki gidişinizde, etraftaki binalar size daha çok anlam ifade edecek. Bana ayrılan bölümün sonuna geldiğim için binalardan daha uzun bahsedemiyorum ama eminim meydandaki heykellere baktığınız zaman, binaların hangi loncalar için yapıldığını hemen anlayabileceksiniz.

06/01/2015, Ayşegül Diril, Binfikir Aralık 2014 sayısı köşe yazısı