Bir haberin anatomisi ve Binfikir’in haber anlayışı
Bizim toplumumuzun sancısı; demokrasinin 4. kuvveti olması gereken medyayı, sadece ve sadece kendi egolarının 1. kuvveti olarak gören gazetecilerdir. O nedenle yapılan haberlerin içinde kim, nerede, neyi, ne zaman, nasıl ve neden yapıyor bilgilerini mutlaka görmek lazım. Bu bilgiler dışında kalan yorumdur.
CHP Belçika Birliği’nin Anvers’te gerçekleştirilen CHP’liler buluşması etkinliğinde Irkçı Parti Vlaams Belang Lideri Filip Dewinter’ın davetliler arasında yer alması haber değeri olan bir olaydır. Bunun haber yapılması da doğrudur. Ancak haberin nasıl yapıldığı tartışma konusudur.
Bir haberci- gazetecinin; haber değeri olan bir bilgiyi nasıl, hangi motivasyonlarla değerlendirdiği haberin içeriği kadar önemli bir olgudur ki bunu haberde kullanılan dilden anlayabilirsiniz.
Haber değeri olan bilgi, haber içinde verilir. Haberin öznesi olan kişi ya da kurum da aranıp, konu hakkında açıklamaları ile haber yayınlanır. Bunu yapmazsanız;
1) Haberi yapan kişi edindiği bilgileri birinci yetkili ağızdan kontrol edememiş, haber değeri olan konunun neden, nasıl gerçekleşmiş olduğunu kendisi anlamamış ve okuyucuya da doğru bilgiyi vermemiş olur.
2) Cevap hakkı haberle birlikte aynı anda aynı kitleye ulaştırılmamış olur. Cevap hakkı sonradan da verilebilir ama burada aynı kitleye ulaşamama riski olduğu için cevap hakkı verilen kişi açısından haksızlık doğurabilir. Açıklama alınması haberi yayınlamak için onay alınması anlamına gelmez. Bu sadece haberi yapılan kişi ya da kuruma söz hakkı verilmesidir.
Tabii bu saydıklarım doğru habercilik yapılmak isteniyorsa ve doğru gazeteciliğin bu ilkeleri gazeteci tarafından biliniyorsa uygulanabilir.
Bu konu ile ilgili yapılan haber ve köşe yazılarına baktığınızda, kullanılan dil saldırı dili olup, haberin kendisinden çok, habere konu olan kuruma zarar vermek üzerine kurgulanmış bir dildir. Haberi yapanlar ya da köşe yazısına taşıyanlar haberin gerçekleştiği yerde kişisel olarak bulunmamışlardır. Olabilir. Haberci- gazeteci kendisinin bulunmadığı yerlerde gelişen olayları “güvenilir kaynaklardan” elde ettiği bilgileri yine başka kaynaklarla kontrol ederek haberleştirebilir. Ancak konuyla ilgili yayınlara baktığınızda salonda bulunan ve haberle ilgisi olmayan kişilerin konu ile ilgili yaptıkları bireysel konuşmalar, yorumlar habere bir katkısı olmadığı halde sunuluyor. Habere katkısı olmayan bilginin, kişinin ya da bir unsurun haberde işi ne diye sormak, okuyucu için önemli. Çünkü bu küçük detaylar habercinin niyetini ortaya koyan büyük göstergelerdir.
Aynı şekilde konunun birinci yetkili kişisi kurumun başkanı aranmamış, yapılan yayınlarda yetkili kişi işaret edilerek “ ne yapacağı merakla bekleniyor, işi zor” gibi yorumlar eklenmiştir. Merakla beklemek yerine aranıp merak giderilebilirdi.
Binfikir’e gelince; Binfikir, olay yerinde direkt tepkisini ilgili kişilere göstermiş olup, başkan düzeyinde açıklama beklediği için haberi alalecele yapmamıştır. Bu hem cevap hakkı açısından önemli hem de Binfikir’in 14 yıldır gerçekleştirdiği yayın ilkeleri ile ilgili bir durumdur. Özellikle derneklerimizle ilgili haberleri sayfalara taşımadan önce Binfikir siyasi çizgisine bakmaksızın yapılan yanlışlar konusunda ilgilileri uyarır. Bu tutum, “direkt, acelece, patlattım haberi “ yaklaşımından uzak, yapıcı bir şekilde ilgili kişileri, yaptıkları yanlış konusunda bilgilendirerek, anlamalarını ve bir daha tekrar etmemek üzere dernek çalışmalarını yürütebilmeleri içindir. Binfikir bu tavrı geçmişte pek çok farklı görüşten dernek için uygulamıştır.
İsim vermeden aktarmaya çalışacağım. Yıllar önce bir iftar çadırı etkinliğinde yine Anvers’te bir kurumumuzun sanırım Hollanda’dan davet ettiği bir sunucu, açılış konuşmasında son derece ırkçı ifadelerde bulunmuş, Belçikalılara ve Avrupalılara ayrımcı hatta ırkçı sözler sarf etmiştir. Olayın gerçekleştiği dönem ise Anversli ırkçıların Belediye yönetimini bu iftar çadırı için sıkıştırdığı ve iptali için uğraştığı bir dönemdi. Türkçe olduğu için bunları sadece Türk davetliler anlamıştır. Binfikir olarak orada da kurum yöneticilerini uyarmış ve ırkçı söylemlerin böyle bir iftar çadırına yakışmadığı gibi bunun kendilerine izin veren Belediye açısından da sıkıntı doğuracağı anlatılmıştır. Gazeteden “ A derneği ırkçıların yoğun saldırısının olduğu bir dönemde, kendileri ırkçılık yapmıştır” diye yazmamıştır. Bu göçmen bir toplumda, topluma faydalı gazetecilik yapmanın sorumluluğundandır. Çünkü inanıyoruz ki, gazetecilik “toplumun faydası için yapılan bir meslektir.”
Yoksa gazeteci sadece haberi yapar. Yaptığı haberle de kurumlar, dernekler, siyasetçiler, güç odaklarına izlendikleri ve yaptıklarının kamuoyuna yansıyacağı mesajını vererek ayaklarını denk almalarını sağlar. Bu yüzden demokrasinin 4. kuvvetidir. Ancak bizim toplumumuzun sancısı; demokrasinin 4. kuvveti olması gereken medyayı, sadece ve sadece kendi egolarının 1. kuvveti olarak gören gazetecilerdir. O nedenle yapılan haberlerin içinde kim, nerede, neyi, ne zaman, nasıl ve neden yapıyor bilgilerini mutlaka görmek lazım. Bu bilgiler dışında kalan yorumdur. Yorumun da yeri vardır haberde ancak Binfikir haberlerinde yorum kullanmayı da tercih etmiyor. Çünkü, doğru bilginin bu kadar derinleştiği, hızlı haberleşme süreci içinde bilginin özüne ulaşmanın bu kadar zorlaştığı ve toplumumuz bu derinlikten henüz nasibini alamadığı bu ortamda, kafaları daha da karıştıracak yorum yerine; haberi, haberciliği, medyayı, görevlerini en basit ve doğru hali ile yansıtmak önceliğimiz oldu. Binfikir’in çizgisini anlamak da gayet basit: Katkısız ve objektif haber, özgün yorumlar içeren köşe yazıları!
01/02/2018, Serpil Aygün